kasımpatı zamanı..



Krizantem mevsimi, hoşgeldin...
Uzunca zamandır dinlememiştim fonda Neşe ablam..
-sevda yolu-
Hayranım..
Bir gün onunda hayatını masallandırmam lazım..
Kahvem ve sigaram'la zat-ı huzurlarındayım sayfamın..
trevanian kod adlı yazarımızın asıl adı Rodney william whitaker'ın yazdığı 3 kitabı bitirdim..
-Şibumi, katya'nın yazı ve kasaba..
sırada satori var ki; bu kitap trevanian öldükten sonra onu tanıyan bir yazar'a yapılan teklifle kaleme alınmış ve şibumi'nin kısmen devamı olan bir serüven..



Şunu söylemek istiyorum; bu güne kadar okuduğum en etkileyici yazarlardan biri..Özellikle şibumi kelime olarak bize çok yabancı kalıyor dikkate değer alınmadan geçilecek bir cümle gibi..ama değil..hemde hiç değil..geçen haftalarda şibumi'nin ne anlama geldiğini küçük bir anlatımla dile getirmiştim..ama yazımın sonunda ne anlama geldiğini üstüne  basarak tekrar etmek istiyorum..büyüleyici bir eser..nicholai Hel karakterine aşık olunacak kadar..Hana'ya hayran kalacak kadar..bu bir hikaye nasılsa diye düşünmüştüm romanın orta yerini geçtikten sonra karşıma çıkan bir harita bana bunun roman olmaktan çıkıp bir gerçeklik  payı olduğunu düşündürene değin..
Romanı bitirdikten sonra; Amerika kültürünün bir kez daha olmadığını, amerikalıların saygı'dan uzak, örf ve adetleri olmayan bir toplum olduklarını, değerlerinin bir hiç olduğunu bir kez daha anlamış oldum; diğer yandan Japonya ve japon hayranı olduğum için, onların kişisel varlıklarına, onurları için canlarından vazgeçtiklerine, kültürlerinde çok ince bir saygının varolduğuna tekrar tekrar ve tekrar kez hayran olduğumu söylemek istiyorum..Bu arada; annem bana hamileyken o sene japon doğa güzellikleri ile japon güzellerinin resimlerinin olduğu bir takvimin duvarda asılı olduğunu ve 9 ay hiç bıkmadan bakıp içten içe -kızım inşallah japonlara benzer diye dua ettiğini çok sonra bana itiraf edince bir gülümsemeyle birlikte düşündüm..belki pek benzemiyorum kimilerine göre çekik, kimilerine göre normal bir yapıya sahip olan gözlerim olsada, görünüşün pek bir önemi olmadığını ama nedenini hiç bir zaman anlayamadığım bir hayranlığın ta anne karnında başladığını anlamış olmam beni çok mutlu ediyor, bir gün guilin'e ve tokyo'ya gideceğimi hayal ediyor o gün geldiğinde, gelir mi bilmem hayatımın en büyük hayalini gerçekleştirdiğimde neler hissedeceğimi tahmin bile edemiyorum..

Katya'nın yazı'na gelince...şizofren ruhlu katya'nın aile dramı ve içler acısı ruh halini okudukça gerçek hayatta buna benzer insanlarında var olduğunu destekler biçimdeydi konu..Küçük yaşta abisinin en yakın arkadaşı tarafından tecavüze uğrayan Katya'nın psikolojik travmaları, ona aşık olan genç doktor'un duygu helezyonları ve sonrası..

Kasaba...Le Pointe karakteri ve gizemli bir polisiye roman..Trevanian söz konusu ise, gizem var demektir bu yüzden tüm kitapları elimden bir bir geçecek..çünkü yazarın kendisiylede ilgili gerçekte  en ufak bir bilgi bulamazsınız..adını yıllarca sır gibi saklamasına rağmen hayatıyla ilgili ufak bir ip ucu bulabilmeniz neredeyse imansız..Üstelik bir kitabında ki bu gerçek olmuş bir olay müze soygununu detaylı bir biçimde anlatıyor ve kitabın yayınlanmasından 6 ay sonra tıpkı trevanian'ın tarif ettiği gibi müze soyuluyor fakat hırsızlar maalesef yakalanıyor :) sanırım bu nedenle ilgimi fazlaca çekti..Kasaba, Okunmaya değer bir kitap başlarda biraz sıkılsanızda ilerleyen sayfalarda acaba neler olacak diye merakla okuyabileceğiniz ve polis olan Le Pointe'un o kendinden emin ve tarz karakteri kendisine hayran bıraktıracak nitelikte..puan vermem gerekirse ki, bundan böyle okuduğum kitapları özetlerken puan vermek istiyorum; 10 üzerinden 7 verilecek nitelikte..katya ise 10/6 şibumiye gelince :) 10/10 tam puan..demek oluyor ki, bir trevanian okuyucusu olarak bende bağımlılıkla birlikte mükemmellik tadı bıraktı sizinde bırakabileceğinizi zannetmiyorum..

Son olarak Şibumi'nin ne demek olduğunu anlatayım; şibumi olabilmek adına, kaldırıyorum soda dolu kadehimi...




Bildiğin gibi şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün; O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok.

O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçak gönüllülük demek. Sanatta Şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna sabi denir. Felsefey'se kendini wabi olarak gösterir. Büyük bir ruhsal rahatlıktır ama pasiflik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse...nasıl söylemeli... Hakimiyet peşinde olmayan otorite mi? Onun gibi bir şey..."

Yorumlar

  1. YORUM DEĞİL
    Haddime olmayarak size bir öneride bulunmak istiyorum. Başlık resminiz üzerine yansıttığınız cümledeki "bir vatandaşın" değil de "bir insanın" daha çok yakışacağını ve uygun olacağını düşündüm. Bir kez de siz o kavramı koyun ve okuyun, hoşunuza giderse değiştirin. Ama sakın bana kızmayın olur mu?
    Selam ve dua ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah Recep bey; hayhay, değiştiriyorum :)
      kızmak ne kelime düşüncenizi paylaşmanız kadar güzel bir şey var mı :)
      sevgi ve saygılarımla..

      Sil
  2. Gülçinciğim öyle hayranım ki, senin bu kitap sevgine okumana ve okuyucuda da ilgi uyandıran anlatımına. Günlerim öyle dolu geçiyor ki, okumaya çok fazla zaman ayıramıyorum. Okuyorum elbette ancak uzun olamıyor bu süre.
    Kutluyorum seni Gülçinciğim. Tanıtımını yaptığın kitapları edinmek isterim inşaallah.
    Sevgilerimi bırakıyorum canım.
    Sevgiyle ve dostça kal.
    Sağlıcakla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. estağfurullah sevgili Yaren'im, bende elimden geldiğince okumaya çabalıyorum yani elimden geldiğince işte :) sanırım tv'den soğumamın en büyük nedeni kitaplar oldu biraz kendimi ittirdim birazda içinde olunca okumaya zaman ayırabiliyorsun..sen bir anne olduğun için sorumlulukların benimkinden bir hayli fazla belki bende senin yerinde olsaydım kimbilir hiç okuyamayabilirdim, çevresel ve ailesel faktörlerde birleşince zaman ayırmak zor anlayabiliyorum..Öyle olsa bile senin alt tabanın yani temelin çok sağlam zemin bilinçli olduğuna göre sen her ne kadar okuyamıyorum desende bence ötesinde haylice bir okumuşluk var :) yanılıyor muyum bilmem :)
      değerli yorumun için çok teşekkür ederim, sevgilerimle öpüyorum seni :)

      Sil
  3. Önerdiğiniz kitaplar çok ilgimi çekti.Paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gamze hanım merhaba; umarım trevanian serilerinden birini alıp okuma imkanınız olur, hangi kitabı önerdiğimi anlanız sanıyorum :)
      değerli yorumunuz için teşekkür ederim, sevgilerimle..

      Sil
  4. Selamlar, ben geldimmmmm :)
    Şibumi çoktandır listemde ama kitap almaya gittiğimde ismini hatırlayamayınca alamamıştım, ama artık hiç unutmuyorum, Anlatımın o kadar hoş ki, git şimdi al gel, hemen başla okumaya diyor ,
    Trevanian serisinden okumak isterim bende, bende çok okurum ama nedense hiç kitap değerlendirmesi yapmadım şimdiye kadar belki de senin kadar güzel cümleler kuramadığım için çekiniyorum ,
    Sevgilerimle ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) aslında bu yazıyı yazarken öyle gergindim öyle tutuktumki anlatamadım istediğim gibi olmadı diye düşündüm..
      trevanian kadar hiç bir yazar beni böyle kendisine çekmedi adam inanılmaz zeki üstelik bana göre sıradan bir yazar yada romancı değil..o bana kalırsa eski ama çok aranılan uluslararası bir ajandı sanıyorum..ama tabi vefat ettiği için kitapları sınırlı..olurmu sen nasıl güzel yazıyorsun o nasıl bir laf ..çok beğeniyorum senin yazılarını üstelik biraz daha ilerlesen kitap bile yazabilirsin..benim senden hiç bir farkım yok tamammmııı :))

      Sil
  5. Kesin okumam gerek :)
    Ben kompozisyon, resim ve müzik konusunda yetenekli olduğumu düşünmüyorum, yazdıklarımı yada yaptıklarımı çok beğenmem ,eksik ararım kendimde hep ve bulurum da sanırım burcumun özelliğinden dolayı, mükemmel olmalı benim yaptığım iş,kusursuz olmalı, ama olmuyor da tabi :)
    Lise dönemimde edebiyat öğretmenim herkese tek tek ileride ne olabileceğini söylerdi, nasıl hoşumuza giderdi anlatamam :)sadece tahmin ama çok eğlenirdik o zamanlar,
    Bana da her seferinde sen yazar olacaksın derdi, demekki beğeniyormuş kompozisyonlarımı, Mina Urgan gibi biri çıkacak bu sıralardan derdi hep, kimmiş o derdim :)
    İngiliz Edb. prof. larından olduğunu öğrenince nasıl da mutlu olmuştum, çok yazdım ben susuyum artık ,lise dönemlerime gittim geldim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumanın bende çok etkisini görüyorum Hobicim..
      bunun burçla çok ilintili bir benzerliği yok aslında, düşünsene ilk yazını nasıl yazdığını..korkarak çekinerek acaba diyerek :) ben öyleydim en azından..ama zaman içinde değiştiğimizin farkına varamıyoruz ve senin gibi kabul etmiyoruz..ama etmelisin..hocan bence sende o ışığı görmüş olmalı yoksa durup dururken söylermi hiç bu sözü..gayet iyisin, kendini sıkmadan akışına bıraktığında senden neler çıkıyor göreceğiz ;) denemeden bilemezsin..günlük anlatımını seviyorum, doğal bir uslubun var, diyorum ya hiç farkımız yok birbirimizden :) o yüzden devam güzel arkadaşım, senin her yaptığını severek okuyor hayranlıkla bakıyorum ellerine sağlık..

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar