bin muhteşem Güneş..-4-


Aynı evde yabancı iki kişi gibi yaşamaya devam ederler, zaman içinde bir dolu hükümetler devrilir, çeteler kök salar,liderler gelir, liderler gider, savaşlar, açlık ölümler..meryem raşitin radyodan dinledikleriyle yetinir, olan bitenden kâh
haberdar, kâh bi haber hayatını yapayalnız ve mutsuz geçirdiğinin farkındadır,annesini düşünür, köyünü hayal eder ve ona tek bir kitabı, Kuran-ı Kerim'i  okumayı öğreten, babasından çok daha fazla  baba olan, şevkatli  molla feyzullahı.. bu arada yaşı hayli ilerlemiş, gözleri halka halka olmaya teninin rengi solmaya başlamıştır..



Komşusu fariba adlı kadının 3. çocuğu dünyaya gelir,  güzeller güzeli Leyla..
babası okumayı çok seven kendi halinde sakin bir adamdır..bu nedenle kızınında okuyup, bilinçli ve eğitimli bir afgan kadını olup, kendi ülkesini en iyi şekilde temsil etmesini ister..leyla, kapı komşularının oğlu tarık'la aynı yaştadır. Çocuklukları birarada geçer. leylanın babisi tüm gününü kızına ve kitaplara ayırır, bu süreçte savaşa giden leyla'nın iki ağabeyi şehit olmuştur ve leyla onları tanımamıştır duvarda asılı olan resimlerinden başka..Fariba onların şehit haberini aldığı günden beri yaşayan ölü gibidir, tüm bu süreç içinde yeterince leyla'yla ilgilenmemiş oğullarının yasından çıkmamıştır..savaş tüm şiddetiyle devam ederken tarık ve leyla çocukluklarını doyasıya yaşar, gençliğe adım atarlar..Tarığın takma bir bacağı vardır ama o, hiç bir zaman kendini engelli gibi görmemiştir..

 Afganistanda bir erkekle bir kadın eğer 1. derecede yakınlıkları yoksa ve yabancıysa bir araya gelemezler bu bir nevi zina gibi bir durumdur, çok zor şartlar altında genç kızlığa adım atan leyla ve tarık birbirlerine olan aşklarını oldukça  masumane bir konuşma ve ardından öpücükle ortaya koyarlar..
Ve bir gün leyla'nın evinde kimseler yokken tarık ve leyla aşklarını doyasıya yaşar, fakat tarığın ailesi şiddetlenen savaşın içinde pakistana taşınma kararı almışlar, gitmeden önce leyla'yla evlenip onu da huzurlu bir yere hep birlikte götürmek niyetinde olduğundan birlikte oldukları gün genç deliklanlı tüm heyecanıyla leylaya evlenme teklifi eder..

Leyla ailesinin hayatta kalan tek evladıdır, bu nedenle kendi ülkesini terk etmenin şehit olan çocuklarına ihanet olacağını düşünen ve kesinlikle  gitmemekte inat eden  annesine ve babasına haksızlık edemeyeceğini Tarığa tüm üzüntüsüyle söyleyecek, onunda kendisiyle kalmasını isteyecektir.

Tarık, ailesiyle gideli tam bir hafta olmuşken;  leylanın babisi, anne faribayı sonunda kaçmak için ikna eder, savaş artık yeterince halkı mahvetmiş, kadınlara, çocuklara tecavüz olayları artmıştır, bütün eşyalar toplanır, fakat ansızın evin içine hızla giren bir füze, leylanın ayaklarını yerden kesecek, babasının gövdesini, başından ayıracak, annesini parçalayacaktır..

Günler sonra gözlerini açtığında vücudunda bir kaç kırık ve morluk dışında sonunda nerede olduğunu anlayacaktır..Onu toprak altından çıkaran Raşit alıp eve getirir, meryem tüm insanlığıyla kızın iyileşmesi için herşeyi yapacaktır..Taa ki; raşit, leylaya göz koyana kadar..

Bir kaç hafta sonra eve hiç tanımadıkları bir adam gelir, Tarığın öldüğünü leylaya söyleyip, kızın tüm dünyasını alt üst eder.. Fakat asıl sorun Leyla bir aylık hamiledir...
Artık  hayatta kimsesinin kalmadığını anlar, leylayı el üstünde tutan ve bir akşam evladı yaşındaki bu kıza evlenme teklifi eden  gözü dönmüş raşitin cevabına EVET diyecek kadar yapayalnız ve çaresizdir..
Ve devamı...








Yorumlar

  1. Afganistan olduğu için bu hikayenin sonunun gittikçe acıklı olacağını hissediyordum:(((offf çekmedikleri çile kalmadı:(((bizim dinciler okusun da Amerika'nın kuyruğuna yapışmaktan kurtulsalar diyeceğim ama onlarda nerede o akıllar?! Kızkardeşim de benzer bir film izlemişti bana anlattı, o da Afganistan'da geçiyormuş, kızların çalışması, tek başına sokağa çıkmaları bile yasak ya,13 yaşlarında bir kız çocuğu aç kalmaya daha fazla dayanamayıp erkek kılığına girip bir atölyede işe giriyor film onun hayatı üzerine kuruluymuş bir gün bir arkadaşı onun kız olduğunu anlıyor! çok acıklıydı o da...:(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayat orada çok zor, hele birde kadınların hali..evet gittikçe ağırlaşıyor şartlar müjde ablacım :(

      o filmin isimini öğrenebilirimisin müjde ablacım..

      Sil
    2. Filmin adı OSAMA. Gülçin'ciğim.
      bu da linkleri

      http://www.sinemalar.com/film/2196/osama

      bu da wikipedia'daki bilgiler, filmin afişi, ortada erkek çocuğu kılığındaki aslında küçük kız aşağıya inince filmin aldığı ödülleri görebilirsin çok ödül almış

      http://en.wikipedia.org/wiki/Osama_(film)

      Kızkardeşim gördü ama ben izleyemedim belki internetten indiriliyordur da...:(

      Sil
  2. 5. Mevsim....
    İçten samimi yürekli...Özü sözü bir mütevazi...
    Benim gözümde sevgili Gülçin...
    Kitapların en anlamlı özeti...
    Teşekkürler bu güzel ve naif dostluğun için...

    YanıtlaSil
  3. siz beni mahcub ediyorsunuz efenim :) ben teşekkür ederim, saygılarımla..

    YanıtlaSil
  4. evet sevgili Gülçin.. bize off çektirmektesin.. öykü çok dramatik şekilde devam ediyor...bizde dramatik şekilde etkileniyoruz..
    aslında bu tür yazı ve kitapları bizim kızlarımız okuyormu acaba..okusalar kesinlikle toplumun anlayışının değişeceğini biliyorum..çünki biz erkekler ailemizin,çocuklarımızın görüş ve düşüncelerine önem veririz..yani çocuk ve aile baskısı aslında bizim adamları değiştirmekte.. o başı kapalı veya babalarına körü körüne baş eğen kızlarımız bunları okusalar,babaları aslında onların dediklerine uyacaklar ve bu erkeklerin kıskançlık,kendine güven eksikliğinden büyük oranda kaynak bulan bu aptal kafalarını değiştirmeye olanak sağlayacaklardır..aynı zamanda bu kızların kendi sağlık ve gelişimlerini meydana çıkaracaktır.. ama .... ????????? offf..off.. bilmiyorlarki !!!!!!!! ezilmeye,başeğmeye,BAŞÖĞRETMEN yerine BAŞ ÖRTMEYE şartlandırılmışlar ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayatı yaşamakla okumak arasında çok büyük farklar olduğuna inanırım, kulağına küpe olsun denilen her cümle aslında diğer kulaktan çoktan çıkıyor, ve insanoğlu iyi yada kötü ne varsa yaşayarak öğreniyor..keşke herşey okuyupda ders alınacak kadar kolay olabilseydi..baş örtüp örtmemek mesele değil, asıl dava insan olabilmekte, yürekten ve onurlu bir duruşla..

      Sil
  5. Ah be Gülçinciğim; şu dünyada savaşlar olmasa, ayrılıklar, hasret,ihanet,riya... olamsa. Dünya ne güzel olurdu dimi? O zaman da burası dünya olamzdı dimi ama:)) Canım okurken içim acıdı.. Güzeldi kitap teşekkürler, öptüm sevgiler. Güzel, mutlu bir hafta sonu diliyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. keşke hanifeciğim dediğin gibi dünya sadece sevgi ve saygı üzerine kurulu olsa, keşke savaş lar olmasa, insanlar ölmese..haberleri kan gölüne çeviren, ruhumuzu sıkan boğan, üzen durumlar olmasa ne güzel olurdu, ne güzel..
      babamın çocukluğumdan beri söylediği bir cümle var bana..-kızım büyük balık küçük balığı yemeye her zaman mahkumdur, bu doğa kanunu demişti ama kabul edemiyor insan işte..değerli yorumun için çok teşekkür ederim, sevgilerimle..

      Sil
  6. yaw Gülçin.. şu paragraf sayılarını biraz artır.. :)) serum gibi damla damla veriyorsun, görürsün ... :)))

    YanıtlaSil
  7. :)) aklıma geldi yataktan kalkıp okumaya geldim:)) iyiki kalkmışım değer:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahh canım benim :)
      uykundan ettim seni..
      yürekten öpüyorum, sevgilerimle..

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar