Osman Hamdi bey 3


bağdatta geçen 2 yılın ardından Osman hamdi istanbulda....

günler ve geceler boyunca eşi ve çocuklarıyla hasret giderir...pariste medeniyeti tanıyan hamdi, bağdatta kendini bulmuştur. kısa süre sonra bayındırlık'ta babasının desteğiyle yabancı yayınlar müdür yrd.olarak görevine başlar, öylesine başarılı olmuşturki bir yıl sonra Osmanlı nişanı ile onurlandırılır.Bu arada bağdattan döndükten sonra yazdığı piyeslerin meyvelerini de toplamaya başlar. Osmanlı tiyatrosunda -iki karpuz bir koltuğa sığmaz oyununu ailesiyle birlikte gururlanarak izler.. Çok geçmez osmanlının ona yeniden biçtiği görevi üzerine vazife edinir.Viyanaya milletler arası sergiye katılıp ülkesini temsil edecektir.

Sergi için çok çalışır yerel ve kültürel bir çok kıyafetler temin edilir ve işte viyanada Türk pavyonu önünde insanların dikkatlerini çekmeyi başarmıştır..O aralar  babası ibrahim ethem beyin eski dostu fransız bir diplomatın evine sık sık ziyaretlere giden Osman hamdi bir gün ev sahiplerinin verdikleri partiye davet edilir. bu partide birden bire adeta bir kuğu güzelliği ve zerafetiyle karşısına genç bir kadın çıkar: -Maria...bu kıza resmen çarpılan Hamdi zaman içinde maria'ya aşık olur üstelik karısının ismide maria'dır..kıza duyduğu aşkı bastırmaya gizlemeye çalışsada kızında ona duyduğu hislerin karşılıklı olması kafasını allak bullak eder..Diğer yandan karısı ve çocuklarını düşündükçe pişmanlık ve suçluluk duygusu hamdinin ikilemlere düşmesine neden olur..Artık Viyanadan ayrılıp ülkesine dönüş vakti gelmek üzereyken Hamdi tüm gücünü toplayıp aşık olduğu bu güzel kıza tüm gerçekleri açıklayacaktır...
Durumunu anlattıktan sonra ona Osmanlıya kendisiyle birlikte gelmesini teklif edince maria ister istemez; -bana ikinci karılık mı teklif ediyorsun diye haklı olarak sorar..hamdinin cevabı ise; -hayır eşim olarak seni götürmek ve sonsuza kadar seninle yaşamak istiyorum diyecek saatler ve ısrarlar sonunda mariayı ikna edip babası İbrahim ethem beye mektubunda herşeyi bir bir anlatacak; onlar osmanlıya gelene kadar durumu idare etmesini rica edecektir..
Tabii sonunda Osmanlıya gelen maria ve hamdi çok soğuk bir şekilde karşılanırlar :) Ne annesi oğlunun yüzüne bakar nede eşi Maria.. bir kaç gün sonra eşyalarını toplayan maria Osman hamdiye küçük kızı hayriyeyi de alıp gideceğini söyleyince hamdi yıkılır fakat söyleyebileceği tek bir cümle yoktur..aslında olmaması da en doğru olanıdır..Ertesi sabah vapur uzaklaşırken kızından ayrılan hamdi sessizce akan göz yaşlarına hakim olamaz..kısa süre sonra yeni gelin Maria ile nikahlanan hamdi nin bir yanı çok mutludur diğer yanı buruk ve hüzünlü...Ev ahalisinin de Maria ya alışması zaman alsada sonunda büyük kızı fatma ve annesi alışmaya ve hatta sevmeye başlarlar tabii 3. evladına hamile olan gelin kızımız yeni ülkesini benimsemeye başlamıştır..

Yorumlar

Popüler Yayınlar