Tefekkür..



Düşünce dünyasına girmem gerektiğini öğrenmek uzunca bir zamanımı aldı..Derlerdi büyüklerim ‘Allah’ın işine karışılmaz,sual olunmaz’ bu yolla hareket ederek uzun yıllar hiçbir şeyi sorgulamadım ne gördüklerimi,ne dinimin gereklerini,ne çevremi,ne ruhumu ne de ibadeti..Sonra bir gün..



Gökyüzüne bakmak büyük huzur veriyordu bana..Ruhumun bazen insanlardan yana sıkıldığı anlarda gözlerimi yukarı çevirir,düşünmeden bakardım.Bu sayede bir nebze rahatladığımı, ve bir parça içimdeki insanın huzur bulduğunu düşünürdüm..Derken…derken ve derken…büyüklerimin dediklerini düşünmeye başladım..Hiç şüphe yokki Rabbimin işine karışılmaz..ama sûal edebilirdim..Anlayabilmem için..’Acaba insanın kendi içinde soru sorması günah mıydı..’ Bulmak..aramak,sormak…Allah’ın yaptığı işleri sorgulamıyorum peki neden kocaman bir çemberi kapsıyor sual olunmaz kelimesi..Bir yanlış daha vardı..Beyaz kaneviçe işlemeli çantanın içerisindeki dokunulması yasak olan o kitap sadece duvarda asılı durması için miydi..İşte bir hata daha..Onlarda büyük atalarımdan gördüklerini uyguluyorlar,eğer dokunursan,çarpılırsın diyorlar,duvardan inmesi ve okunması nadir olan halbuki sadece insanlar okusun ve anlasın diye gönderilmiş bu değerli hazineden hem kendilerini hemde bizleri mahrum bırakıyorlardı..Düşünüyorumda..onları suçlamıyorum..Kendime kızıyorum neden kendime soru sormakta bu kadar geç kalmıştım..Neden her şeyi çok geç öğreniyordum..ve hala da öyle kabul ediyorum..Fakat 2005 yılından itibaren hayatımda çok şey değişti..Korkak ve çekingen olan sıradanlığım noktayı koydu kendine..Ve yürümeye başladım,adımlar attım,öğrenme hevesimin hala bir yerlerde saklı olduğunu bilirdim..ben ona sadece –çık dışarı dedim..Ne kadar kitap okudum yada okuyorum saymadım..güzel bir arkadaş edinmiştim kendime ve sayfaların renklerine bakmaksızın okuyordum..sanki susamış gibi..Bir sabah gökyüzüne bakarak adımlarımı attım..Ve sorularım başladı..

Ağaçlar filizlenip çiçeklere dönüşmüştü ve hafiften bir rüzgarın içime işlediğini hissederek titredim..Rüzgar dedim..Nereden geliyor..Ağaçlar otomatiğe bağlanmış gibi her nisanda yeşil bir renkle donanıyor,yaprak oluyor,çiçek açıyor,bir süre bekliyor,demleniyor sonra meyvesini veriyor..Ellerim gözüme ilişti arkasından..baş parmağımın hemen yanında ördeklerinki gibi bir perde vardı..peki ama neden diğer parmak araları gibi değil dedim..parmaklarıma bakıyordum,avuç içime..

Allahım dedim..Nasıl böyle muntazam bu kadar güzel, böylesine kusursuz yaratıyorsun..Sen hiç üşenmeden dünyaya farklı mevsimler veriyorsun,o yüzden ben üşümenin ne olduğunu rüzgardan öğreniyorum..İnsan içine döndüğü anda biraz çevresiyle irtibatı koparmalı diye düşünüyorum..Ardı arkası kesilmeyen sorularımı araştırıyordum,hem mantığım hem okuduklarım bana zaman içinde bir kelimeyi öğretti..Tefekkür…yani eski Osmanlıdan,eski Türkçeye dayanan Fikr kelimesinin türemiş hali..Fikir edinmek,düşünmek..anlamak,sormak,ibadetin bir tatlı manası..Belki her gece yada gündüz aklıma gelmesede çoğunlukla geceleri düşünüyorum..Gözlerimi,bana verdiği elleri,ayak parmaklarımı,camdan dışarı baktığımda asma dalını,elma ağacını,çimenleri..Nasılda ahenginde ve yerli yerinde yaratmış Yaradanım..Kaya dibinden fışkıran mor,sarı,yeşil çiçekleri..Allahım sen can veriyorsun tüm bunlara..biz onların seslerini duyamıyoruz ama eminimki kuşlar gibi işte o kaya dibindeki çiçekde sana şükrediyordur..Ya ben neresindeydim tüm bu olup bitenlerin..Bana düşünme yetisini veren sen iken kullanmasını bilmeyen bu akılla yıllarca nasıl yaşamışım..Bir bebeğin doğum anı..Ana rahmine düşüp,orada beslenmesi..yani bir insanın içinde büyüyen ve dünyaya gelen başka bir insan..hepsinin birer mucize olduğunu düşünüyorum..Rabbimizin mucizesi..ve sonra insan kendini düşünüyor,yaptıklarını..Bu güne kadar aklımda yaptıklarımın özellikle iyilik manasında hiçbir zaman hesabını tutmadım üstelik şunu kendime prensip edindim..Asla yaptığın iyiliklerin iyilik olduğunu düşünme..onun sana sevabı olabilir ama defterimde sevap var deme..gel sen günahlarını düşün..pişmanlıklarını..Kul, onu yaratan Rabbi ile konuşabilir…zaten her şeyi bilen güzel Allah isterki kulu da,diliyle olmasa bile gönlüyle itiraf etsin,yada anlatsın,paylaşsın..Tefekkür..Tüm güzellikleri görebilmek demek değil sadece…Tefekkür her şeyinle,iyiliğin ve kötülüğünle çekinsende,korksanda yinede konuşmak..laf olsun diyemi..tabiki öyle olmaz..İçinden gelen o şevk ile aşk ile,yürek ve gözyaşı ile..

Kim zerre kadar hayır yapsa onu görür,kim zerre kadar şer yapsa, onu görür..İşte bu cümlede saklı insan..gözyaşını veren,gülümsemeyi de veriyor..güneşi gösteren,yıldızlar görünsün diye karanlığı da gösteriyor..Maneviyatın en güzel yanı,parayla satın alınamayacak kader değerli olmasıdır..değerli olan nedir…Huzur..

Tefekkür bu mudur..derine inilecek olunursa çok daha fazlası…ama fazla uzatmadan bu kadar..

Unutmadan…Şükretmek düşünmemize neden olan,bizi yaratanın istediği tek şey..Onu anmak..sevgi ile..Şükürler olsun..sevgilerimle..

Yorumlar

  1. Canım,
    ne güzel yazmışsın. Özellikle müzikle beraber okumak içimi ısıttı.
    Haklısın Allah bize akıl vermiş, soralım diye.Sorgulayalım diye. Neden ve nasıl diye. Neden günah olsun. Allah tam tersine sorgulayan, araştıran insanları takdir ediyordur eminim. (Seviyordur demiyorum o kötüleri bile sever çünkü.)
    Ne güzel demişsin çiçekte, böcekte, güneşte, ayda, yaratılışta hep bir anlam var. Yeter ki sen bilmek anlamak iste.
    Beni de en çok inciten şey Kuran'ı okumaktan çok,saklamayı tercih edenler. Bakalım Allah bizlere neler demiş, neler istemiş. Bilmeden belki de yanlış şeyler yapıyoruz, ya da bazılarının yalan yanlış söylediklerini doğru diye kabul ediyoruz. Bilmek için okumak, okumak gerekli.
    Dilerim hepimiz O'nun sevgisini hak edecek davranışlarda bulunabiliriz.
    Sevgiyle kal.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım bülbülüm teşekkür ederim ne güzel :)
      hala ellerine almaya korkupta -çarpılırız mazAllah diyenler yok mu :))
      bazılarının değil de; günümüzde tv lerde proğram yapan din görevlilerinin ağızlarından çıkan her cümleyi prensip edinenlerde yok değil ayrıca kulaktan dolma bilgileriyle islamiyeti zedeleyen olumsuzluğa sevk eden yobaz kesim de oldukça fazla bunu özellikle istanbula gittiğimde in bin yapıp otobüslerde sarıklı ve siyah cübbeli sakalları beline kadar inmiş gencecik suratlarda görünce suretlerin beş para etmediğini şaşkınla anlamış olmuştum :) çok şükür ankarada bu sayı ve tipler istanbula göre oldukça az :) belki sende farkdasındır semtine göre insan suretleri değişir hoş kılığa itibar eden biri olmasamda inanç söz konusu olduğunda kıyafetin ön plana çıkması bana çok ikna edici gelmiyor, canım benim değerli ve güzel yorumunu okumak büyük keyif verdi okuyan yüreğine teşekkür ediyorum :) öpüyorum seni, sevgilerimle..

      Sil
  2. Merhabalar,

    Çok güzel bir şekilde kaleme aldığınız tefekkür konulu makalenizi okudum. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    İnsanı diğer canlılardan ayıran ve üstün kılan özelliklerinin başında tefekkür edebilmesi, varlıklar ve hadiseler karşısında aklını kullanması gelir.

    Hakikate ve hikmete ulaşmanın en önemli yolu olan tefekkür, Kur'an-ı Kerim'de en çok vurgulanan konulardandır.(Ali İmran, 3/190-191)

    İnsanlık tarihi boyunca ortaya konmuş bütün anlamlı birikimin kaynağında düşünme, sorgulama ve tefekkür vardır.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değerli yorumunuz için teşekkür ederim Recep bey; sağ olun..
      İnsanlarımızı düşünmeye sevk edici bir çok şey maalesef tv denen araçla sonlandırılıyor kitap okumaktan mahrum bıraktırıyor, bu nedenle otcul bir beyinle sorgusuz sualsiz benim yıllarca yaşadığım gibi bomboş yaşayıp gidiliyor, Kuran-ı kerim insanların düşündüğü gibi sadece yasakları anlatmadığını, nice güzel şeylerin var olduğunu ve var olacağını bildiren çok değerli yol gösterici bir rehberdir tabi ben hala öğrenci olsamda bir çok şeyi önüme alıp devam ediyorum inşallah kalan kısımlarıda okuyup anlayabilmek nasib olur, tekrar teşekkür ediyorum, sağ olun :)

      Sil
  3. Gülçin'ciğim çoğu evde duvara asılı durur hakikaten:)yani ben bu konuda %100 emin olmasam da, %100 emin olan insanların madem böyle bir kitap var, açıp okumaları gerekir diye düşünüyorum:)ben bile okudum:)okumasam zaten sorular sormazdım..tanrının da bir kitap gönderdiyse okumamız için, duvara asmamız için değil gönderdiğine eminim:)
    ikimiz de sevgilerimizi gönderiyoruz:)kucağımda uyuyor şu anda bilsen ne zor yazdım yorumumu eğile,büküle,yan yan:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Müjde ablacığım :) insanlarımız körü körüne bir inanç sistemine dayanıp gidiyor müjde abla; tv lerde yayına bağlanıpta öyle saçma sapan sorular soranlar oluyorki ister istemez -yahu bu adam nerde yaşıyor hiçmi eline kitap almamış hiçmi okulda bir şeyler öğrenmemiş delinin kuyuya attığı taş misali etraflarında ne görüyorlarsa onu uyguluyorlar bu yüzden değilmi koyun gibi güdülüşlerimiz..gündelik hayatlarımızda bile sorgu yok islamiyetin aslında nasıl güzel bir din olduğunu bilememiş oluşları gün geliyorki müslümanlığı karalamış olmasın..böyle uzayıp gidiyor aslında konu konuyu açabiliyor bu nedenle senin takdir ettiğim bir yönün varki -islami yönden soru işaretlerini sorgulayışın tabi insanlar seni çok tenkit etmiş olsada senin yüreğini bilmedikleri için yanılgıya düştüler :) bu da senin sadece sevdiklerim olsun yeter deyip ayırmanla nihayet buldu, bu anlamda mutlu olmana ayrıca çok sevindim bak nerelere getirdim konuyu çenem düştü :) ablacığım değerli yorumun için - Tefekkür..

      Sil
    2. sorma öteki dünyaya gittiğimde eğer tanrıyla karşılaşırsam ona çok soru soracağım :)))

      Sil
    3. ilk sorun ne olacak bunu merak ediyorum işte :)

      Sil
    4. Ne diye yarattın bu berbat dünyayı ne gıcığın vardı hayvanlara,çocuklara,iyi insanlara???

      Sil
  4. Ne kadar mükemmel bir konu ve mükemmel bir anlatım.
    Gülçinciğim yazını okuyunca içim titredi.Çok şükür bizlere kendini tanımamıza fırsat veren yüce Rabba..
    Seninle aynı yıl başlamışız araştırmaya, sorgulamaya, okumaya. Ben de 2005 yılı idi, çalışıyordum. Hem de öylesine yoğun çalışıyordum ki, çay molalarında, öğle yemeklerinde çıkmıyordum okuyordum. Tek farkla ben 40 yaşında idim. Yaklaşık 6-7 senedir devam ediyor. Çünkü orası koskoca bir okyanus. Gülçinciğim, Rabbim ilmini arttırsın. Orası huzurun güzelliklerin, dünya ve ahiret hayatı için hayırların kaynağı..
    Canım öpüyorum seni, kalemine o güzel yüreğine sağlık..
    sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Yaren'im :)
      seninle aynı yıl düşünmeye başladığımı düşündüm yorumunu okuyunca..içimden geçeni yazıyım direk -ne kadar güzel bir yol kat etmişsin ben çok geride kaldığımın farkındayım dedim :)
      hala çok genç bir yaştasın sana o nedenle -abla demeyeceğim bilgin olsun ;) çünkü alıştım sana Hanifeciğim demeye affına sığınırım..
      ve Amin dliyorum yürekten ilim dilemeyi kimse aklına getirmez değilmi ne hoş dileğin olmuş, çok teşekkür ederim, öpüyorum seni, sevgilerimle..

      Sil
  5. Merhaba Gülçin'cim. Ne güzel düşüncelerimi, hayata bakışıı dile getirmişsin.
    Bende 21-22 yaşlarımdayken Kuran-ı Kerim kitabımızı türkçe okumaya karar vermiştim ve o zaman anlamıştım bizi Yaradanın nasıl kul olmamızı istediğini. Ve bir çok insanın günah dediği şeyin günah olmadığını. Sonrasın da çevremdekilere anladıkları dilde okumalarını önerdiğimde kimisi okudu kimisi " günah, Kuran Arapça indirildi Arapça okunur" dedi. Bende anlamadığınız dini nasıl yaşıyorsunuz diye sorduğumda cevap yok. Nasıl olsa hocalar anlatıyordu onlara....
    Sonra tasavvufa yöneldim ve iç huzurumu bir nebze de olsa yakaladım. Hayata bakış açım değişti diyebilirim... Derin konular ama güzel mevzular.
    Tefekkür ne güzeldir. Ama sorgulamak da güzeldir, anlamaya çalışmak, fark etmek olanı biteni.
    Doğaya saygılı olmak....
    Kaleminden dökülenler harika canım.
    Öpüyorum sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülşah'ım hoş geldin..
      Ne güzel bir yöntem önermişsin kesinlikle arapçayı öğrenmek istiyorlarsa şayet hemen öncesinde Türkçe manasını okumalarını önermek lazım tıpkı senin yaptığın gibi ve hatta bende kendi çevreme Kuran-ı kerimi okumadan önce mutlaka peygamberlerin hayatlarını okuyun ondan sonra başlayın çok daha iyi anlayacaksınız diyorum..Hepimizin çevresinde kıt kesim oluyor maalesef anlamdıkları dini at gözlüğü ile yaşayanlar çirkinleştirmiyormu güzelim islamiyeti, oysa öğrenecekleri en önemli şey hoşgörü ve sabır, sabır olmadığından direk arapçaya atlayıp Türkçeyi atlıyorlar :)hayatlarımızı değiştiren düşüncelerimize yol gösteren Allah ne güzel, değerli yorumun için teşekkür ederim canım sağ ol..öpüyorum seni, sevgilerimle..

      Sil
  6. Hahahhaaaa:))))"olmaz Arapça indirildi, Arapça okunur" :))))))))oyyyyy zeka özürlü vatandaş peygamber Çin'li olsaydı Çinçe indirileceğini düşünemiyor:)))

    Gülşah'cığım o vatandaşa Müjde ablam böyle böyle güldü sana de:)))la biraz saksıyı çalıştırsın:)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar