Gözyaşı Şişesi..



Asırlardır farklı medeniyetlerce farklı zamanlarda
bazen ölünün arkasından dökülen ve mezara gömülen acı gözyaşları için
bazen savaşlara ve uzaklara giden baba ve kardeş için
bazende bir gün gelir ümidiyle bırakıp giden veyahut hiç ümit vermeyen sevgili için dökülen gözyaşlarını saklamak için yapılan zarif ince ve ufak şişelerdir.
Gözyaşı dolu olan bu şişeler, Osmanlı'nın o en güzel dönemlerinde sevginin, özlemin, hasretin bir göstergesiydi.


Günümüzde herşey gibi iyice dejenere olan gözyaşlarıda artık bu şişelere saklanmıyor ve hatta varlığı bile bilinmiyor, zamane duyguları ise; kısa süreli bir hüznün sonunda, bir kağıt mendile silinip buruşturularak bir köşeye atılıyor.

İşte bende bu bilinmeyen zarif şişen'nin oldukça güzel birde hikayesini paylaşmak istiyorum:

Mezomorta Hüseyin Paşa seferden döndüğünde hanımı Hanife Hatun Hüseyin Paşayı kapıda karşılar.
Beklerken biriktirdiği göz yaşlarını Hüseyin Paşanın ayaklarının dibine kapı eşiğine döker.
Hüseyin Paşa basmaya kıyamaz ve Hanife Hatun'un elinden aldığı şişeden bir damlayı Hanife Hatun'un yanağına damlatır
Daha sonra ordaki damlayı dudaklarıyla alır:
-Allah senin hasretini bir daha göstereceğine şu damlaya muhtaç bıraksın razıyım der ve sarılırlar..
:) Ne olurdu, Osmanlı'dan bu güne bir parça aşk kalsaydı, damlasıyla beraber..

Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. off :)) evet off yani teşekkür ederim Bahar, sevgilerimle..

      Sil
  2. Günaydın Gülçinciğim.. Osmanlının bilmediğimiz daha nice zerafet, nezaket,insana insani davranışlara verdiği örnekler var kim bilir.. Bizlere,bizden olmayan tarihçiler tarafından astığı astık, kestiği kestik medeniyet olarak tanıtılıyor..
    Çok hoş bir hikaye. Emeğine sağlık
    Öptüm seni canım sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaren'im hikayende aklım kaldı ve hala sayfana gelemedim Gülşah'cığıma da izah etmiştim kısa süreli ziyaret etmek istemiyorum çünkü okuamam gereken çok yazı var ziyaret etmek istediğim senin gibi hobistanya gülşah müjde abla nurten ablam gibi bloglar var hep bir hafta sonu mutlaka okuyacağım dediğim gün gelemedi evliyanın başından bit ayağından it eksik olmazmış misali buna şükür diyelim bundan sonra benden bıkasıya kadar bloda olacağım inşallah ve hikayeyi beğenmene çok sevindim çok masum ve çok ince bir kısa hikaye emeğim olmadı sadece diğer bloğumdan alıp sayfama koydum, çok teşekkür ederim, sevgilerimle öpüyorum..

      Sil
  3. Nasılsın Gülçin? çok zaman bulamıyorum ama denk geldikçe okuyorum ,bilmiyordum göz yaşı şisesini ,çok etkileyici, harika,
    Uygun bir zamanda bloğunu tekrar ziyaret edicem,Sevgiyle kal:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım değerli arkadaşım benim iyiyim, dinlenmeye gayret gösteriyorum
      belki çok fazla bilinmeyen bu şişeler bildiğim kadarıyla yanılmıyorsam kapalı çarşıda yani istanbulda bulunabiliyormuş eminim sen yukarıdaki örenkten çk daha güzelini yapabilirsin belki gitme imkanın olmazsa diye düşündüm..
      bende seni ziyaret edeceğim gece vakti ancak şimdi vakit bulup yorumlara cevap verebildim, çok teşekkür ederim umarım hastanızın durumu iyidir Rabbimden acil şifalar dilerim öpüyorum seni sevgilerimle..

      Sil
  4. ay içim parçalandı desem yeri gülçin cim...ne güzel ne anlamlı..çok öptüm seni cnm paylaştığın için çok sağol

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra canıııımmm ne güzel bir aşk mış ne güzel bir adammış ne iyi bir eşmiş ne sabırlıymış değilmi :)
      keşke zamane erkeklerindede böyle ince düşünceler olsaydı değilmi?
      kocamaan seni öpüyorum canım benim...

      Sil
  5. Geçenlerde bir televizyon programında, İskender Pala son kitabını anlatırken bahsetti gözyaşı şişelerinden. Yazınızı ve yorumları okudum. Hikayede bir kavuşma anlatılıyor. Yani mutlu son :) Gözyaşlarının yarin ayaklarına dökülemediği kimbilir kaç şişe vardır. Ben onları düşündüm.
    O aşkların bugün olmaması belki de ağlamayı unuttuk veya ağlamayı acizlik olarak öğrendiğimiz içindir.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. evet yeni kitabının kocaman afişlerini gördüm Rabia hanım çok merak ettim o benim en sevdiğim yazarlardan biridir acaba neler anlattı google dan bir arama yapayım belki izleyebilirim..bana çok ince bir düşüncenin ürünü gibi hissettiriyor bu şişeler zaten yukarıdaki hali bile çok kibar değil mi:)
    yaa evet birikmeen yüreğe sakladığımız bir dünya dolusu birde içimize akıttığımız göz yaşları var onları nerede biriktirsek bilemiyorum..
    teşekkür ederim, sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  7. Bu yazıyı okuyana kadar göz yaşı şişesi aklımda bile yoktu..
    Gerçektende unutulmuş eski bir gelenek.. Hikaye de çok güzel.

    Bloğun dolu dolu.. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değerli olan ve unutturulmuş öyle çok güzellikler ve maneviyatımız varki sayın süleyman bey, gün ışığına ancak küçük araştırmalarla ortaya çıkarılabiliniyor, yorumunuz için teşekkür ederim..

      Sil
  8. Merhabalar Gülçin Kardeşim,

    "Gözyaşı Şisesi"ni ilk defa duyduğumu ve bu şişenin ecdadımızdaki yeri ile ilgili hikayesini de çok beğendiğimi itiraf etmeliyim. Osmanlı İmparatorluğu çok büyük bir hazine. Şu alemde böyle bir hazineye sahip çok az milletler topluluğu vardır. Ama ne yazık ki, şu düştüğümüz durumlara bakın.

    Böyle bir hazineyi keşfdip onu günümüze taşıyarak bizlerle paylaştığınız için size minnettarım. Çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet Recep bey çok duygu yüklü bir hikayesi çokda değerli bir maneviyatı varmış bu şişelerin günümüze sadece böyle hatıraları küçük ayrıntılarıyla nakledebiliyoruz eğer kalan değerlerimizi yaşatabilirsek ve bilmediklerimizi paylaşabilirsek çevremizle eminim unutulmayacaklardır, değerli yotumunuz için ben teşekkür ederim, saygılarımla, sağ olun..

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar