Lavinia'nın Hikayesi..



Özdemir Asaf çok haklı olarak bir gece yüreğinden kaleme kendi hislerini dökecektir fakat gerçekte aşık olduğu kadının ismini büyük bir sır olarak saklayacaktır çünkü Lavinia'sı başka bir adamla evlidir ve o adamı seviyordur..İlhan Selçuk..ve hatta daha ilerisi 2. ardından 3.evliliğini de yapacaktır hemde o çok ünlü tanıdığımız bir isimle..

Öztürk Serengil...aaaaa !!! diyeniniz çıkacakmı benim gibi..sanırım evet...

Peki bu Lavinia kimdir ? öncelikle Asaf, Lavinia ismini neden vermiştir?



Gece yarısı benim en sakin en dingin sularda ruhumun seyrettiği anlardan biri olduğunda; aklıma Asaf'ın hep

-günün en güzel saatleri bunlar cümlesi gelir..sigaramı yakıp oturduğum şu vakitte küçük çaplı bir araştırmaya girdim..çünkü bu şiirde tuhaf bir gizem var bana göre..bilinmedik bir durum, anlayamadığım bir aşk, ismi cismi olmayan bir kadın, ve neler yaşandığı..bana neyse ne, diyemediğim garip bir şey çekti, ve ortaya bakın neler çıktı..

Efendim Lavinia ismi; shakespear'in titus andronicus isimli eserinde roma imparatorluğunun baş komutanı olan olan titusun güzeller güzeli kızıdır. tamora'nın iki oğlu tarafından tecavüze uğrar ve babası titus tarafından öldürülür.

Rivayetin birine göre; Özdemir Asaf üniversite de öğrenciyken platonik aşkına yazar. Ardından açılan bir yarışmaya gönderir ve kazanır, kazandığı yarışmada şiiri okurken kız da salondadır ama Asaf şiiri okurken salonu terk eder. Kırılan şairimiz kıza duygularını asla açmaz.

Ve bu kadın Mevhibe Meziyet Beyat :)O zaman bakalım Mevhibe Meziyet Beyat kimmiş ?

2 Mayıs 1925’te İstanbul’da doğmuş, dali gibi boğa burcu babası eski bir vali. Güzel Sanatlar Akademisini bitirdikten sonra resim öğretmenliği ve stilistlik yapmış. Öylesine güzel bir kadınmışki, bir dolu kalbe girip, o kalplerin içini yakıp bırakmış uzaktan akrabası oktay akbal gibi, muhlis hasa gibi v.s. v.s..

Özdemir Asaf, Mevhibe’ye sırılsıklam aşık olmuştur fakat bu aşk karşılıksızdır Lavinia, Özdemir Asaf’a değil, ünlü ressam ve hocası Edip Hakkı Köseoğlu'na aşıktır. İkincisi ise İlhan Selçuk..yıllar sonra itiraf edecektir -hayatım boyunca iki adam sevdim biri edip hakkı bey, diğeri İlhan...Şiire ve roman okumaya da aşık bir kadın, kendini sürekli yenileyen, büyüdükçe büyüyen efsane olan ama günümüzde pek de bilinmeyen bu kadın stilist olduğundan kendi butiğini açacak, yurt dışına gidip modayı, sinema ve tiyatroyu sürekli takip edecek ve erkekleri peşinde sürüklemesini bilecek cazibesi ve güzelliği ile büyüleyecek kadar güçlü..içi dolu dolu olan, kendini yetiştiren bu kadına dali gibi hayran oldum.

Gün gelmiş İlhan selçuktan ayrılmış ve mücap ofluoğlu vasıtasıyla tanıştığı Öztürk serengille evlenmiş, aşkın çekim gücü bu defa kısa sürmüş, olmamış, yürütememiş her ikiside kısa süre sonra boşanma kararı almışlar.ve son olarak 3. evliliğini İlhan selçuk'un avukatı adaşım Gülçin Çaylıgil'in kardeşi olan fotoğrafçı Muhlis hasa ile yapmış :) bilemiyorum insan aradığı aşkı hep hayalinde kurduğu insanda bulamayabiliyor işte..bana göre bu arayış Mevhibeyi oldukça yormuş olmalı..hiç bir sevgi bu iki adamın onda bıraktığı aşkı unutturamamış..her girdiği kalbe bir ilham perisi olmuş, taaki; 2007 yılında son nefesini verinceye kadar..82 yıl koca bir ömür..koca bir hikaye..
Mevhibe'nin en yakın arkadaşı Melda kaptana onun için şöyle söylemiş:
“Öylesine özel ve farklı bir kadındı ki, kitap yazsanız yetmez.” ve şöyle sorulmuş:
Niçin bütün erkekler âşık oluyordu Mevhibe Beyat"a; sırf güzelliği, albenisi yüzünden mi?
Cevap şu olmuş: “Korkunç bir sezgi gücü vardı Mevhibe"nin. Yüzünüze bakar bakmaz, sizi tanır, anlar, ruhunuzun en derin köşelerine kadar kavrardı. Küçücük bir bakıştan, mimikten, jestten tüm karakter haritanızı çıkarabilirdi. Özdemir Asaf bu yüzden ona "Öldürmekten daha beter anlıyorsun insanı" demişti. Çok keskin gözleri vardı.”
devam ediyor melda kaptana; Ben Bir Bizans Bahçesinde Büyüdüm adlı anı kitabının bir yerinde,
“İlhan Selçuk"a 14 Şubat Sevgililer Günü yazısı yazdıran Lavinia ona uzaktan uzağa aşık olan Oktay Akbal"ın bir hikayesindeki Hisya"ydı aynı zamanda. Laleli"de Harikzadegan Apartmanları"nın kapısında buluşup konuşan delikanlıların Violetta"sıydı. O sıralarda ünlü olan bir tangonun adıydı bu ve delikanlılar, Mevhibe onlara gülümseyerek geçerken ıslıkla bu melodiyi çalardı.
Mevhibe Beyat, Güzel Sanatlar Akademisi"nde okurken mimar arkadaşları ona Gilda diye seslenirdi. Rita Hayworth"un o yıllarda büyük beğeni kazanan "Gilda" filminden mülhem... Kızılkahve rengi, iri dalgalı, parlak ve çok güzel saçları vardı. Adalet Cimcoz da Marilyn Monroe"ya benzettiği için onu "Marlin" diye çağırırdı. Güzelliğini hiç önemsemezdi. Zaten insan sıcaklığı, insanlara anlayarak yaklaşması ve sezgisi, güzelliğinin üstündeydi.”
Sana gitme demeyeceğim;
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
yanımda kal.....

Sana gitme demeyeceğim.
Yinede sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia..

Bu şiiri çok içten okumasını seviyorum, yurtta kaldığım yıllarda fındık kabuğum, dostum fatmaya okurdum, gece yarısına kadar bazende sabahladığımız günler boyunca defterlerimiz şiir dolup taşardı, şiirler dans eder,

şiirler yüreklerimizi ısıtırdı buda ayrı bir hatıra..her neyse; ve son olarak bana göre;


Mevhibe belkide hiç bir zaman bu şiirin kendisine yazıldığından haberi olmayacak, öylede son nefesini verecektir, belkide Asaf'ın gözlerinden kendisine aşık olduğunu anlayacak, ses tonundan, konuşmalarından mutlaka sevildiğini hissedecek, ama asla Özdemir'i ele vermeyecektir...

Haklı olarak Özdemir ASAF mevhibeye -Lavinia diyecekti, ve lavinia günün en güzel saatlerinde bu şiiri sonuna kadar hak edecekti..belkide sonsuza kadar..Mekanları cennet olsun dilerim, benden bu kadar..

Güzel bir gece diliyorum, sevgilerimle..


NOT: yorumlarınıza en kısa zamanda cevap vereceğim lütfen unuttuğumu düşünmeyin ;)

Yorumlar

  1. sabahın ilk saatlerinde içimi ısıtan bir yazı oldu , teşekkür ederim bu güzel paylaşımın için :)Bİlmediğim ,merak ettiğim bir insandı Lavinia ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben teşekkür ederim sevgili Gonca, sonunda sizin gibi bende merakıma yenik düşüp araştırdım, biraz hüzünlü ve hiç beklenmedik bir aşk olsada yinede gerçeği öğrenmek benimde içimi rahatlattı, sevgilerimle :)

      Sil
  2. çok hoş ve bilgilendirici bir yazı olmuş, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. Lavinia şiirini bilirdim ama hikayesini ilk kez sayende öğrenmiş oldum Gülçin'ciğim, çok da hoşuma gitti tabii biraz acıdım şaire:((resme baktım gerçekten de çok güzel bir kadınmış...hatta google'da başka resimlerine de bakacağım birazdan..sendeki resmi gerçekten de MM'ye benziyor tek fark saç rengi...Rita'ya da benziyor..teşekkürler bu ilgi çekici yazı için..sevgiler, öptükkk ağa ile ben:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özdemir Asaf için bende üzüldüm, ve hatta hayal kırıklığı yaşadım keşke o sevgi karşılıklı olsaydı diyede içimden geçirdim ama hayat işte..
      Mevhibe hanım evet dediğin gibi çok güzel bir kadınmış kimin içi yanmazki..
      biran bana Türkan Şoray ve Rüçhan Atlı'yı çağırıştırdı, bilirsin Rüçhan Atlıyı Türkan sultana bir türlü yakıştıramama hali...
      ağamı ve seni kucak dolusu öpüyorum birazdan sayfana uğrayacağım ;)

      Sil
  4. Senin bu hayat hikayelerine bayılıyorum
    bir gün beni de yazmanı ümit ediyorum:)))

    YanıtlaSil
  5. Sizi tanımam, ama ÖZdemir Asaf'ın Lavinia sının hikayesini okumak beni çok etkiledi. Herkesin içinde bir Lavinia vardır değilmi.

    YanıtlaSil
  6. herkezin içinde bir lavinia..ilginç..olabilir tabii..
    evet oldukça etkileyici ve hayal kırıklığı olan bir hikaye, teşekkür ediyorum..

    YanıtlaSil
  7. Özdemir asaf karşılık alsa idi böyle bi şiir ortaya çıkmazdı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. isminizle hitap etmek isterdim adsız arkadaşım diyeyim;
      Lavinia'yı Özdemir üstad yazarken tahmin ediyorum karşılık bulabilmek için yazmadı karşlığı olsaydı da şundan eminim belki Mevhibe hanım için çok daha güzel şiirler yazabilecekti fakat biz Türk milleti olarak izlediğimiz filmleri özellikle klasikleşmiş eski filmleri izlerken mutlu son izlemeye alışkın olduğumuz için bu büyük üstadın da muradını görebilmeyi göremesekte okuyabilmeyi çok isterdik diye düşünüyorum. Yorumunuz için çok teşekkür ederim, saygılar..

      Sil
  8. Yani bence o kadar sezileri guclu bir kafin kesinlikle Özdemir Asaf o siiri okumadan once de kendisine boyle seyler hissettigini biliyordur. Onun icin salondan çıkmıştır. Ama yani biraz da bencilce mi bilemiyorum cunku sen aşkı aradiysan bulmaysan en azından o kadar da denediysen baska bir insana en son care bir sans veremezmmiydinki sen sezileri cok guclu bir kadın oldr. Kesinlikle onun acısını da az buçuk anlamissindir diye düşünüyorum. Sen mutlu olmadiysan bari birini mutlu etseydin ki o adam sana hicbir zaman duygularini acamamis. Belki bilirsiniz biri birini cok severse asiksa ve bunu kimseye soylemeden olmusse sehit olurmus. Ki birini sevip de olene kadar soyleyememek yürek ister. Adam o kaar sevmis. Siz bu konu hakkinda ne düşünüyorsun uz? - yeni bir başlangıç :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benimde tahminim bu yönde sezgileri çok güçlü bir kadının Asaf'ın duygularını anlamaması imkansız galiba..ama yinede o dönemde gerçekten nelerin yaşandığıyla beraber nasıl duygularında yaşandığı muamma olduğu için bir acaba bırakmak gerekiyor..
      Aslında bu sözü hiç duymadım..aşk'ın şehidi yani :) ilginç geldi..
      Aşk; laylaylom bir duygu değil belki üç harf ama duyguların harfi yok..yani aşk'ın harfi yok..ve bir kadının bir beyefendiye aşk-ı ilan etmesi güç'de erkeğin bir kadına aşkını itiraf edebilmesi cesaret ve yürek ister..her ne olursa olsun..insanın insana duyduğu hisler adab-ı usülünce söylenmeli..değerli yorumunuz için teşekkür ediyorum; saygılar..

      Sil
    2. O dönemde kadin icin daha zordur. Ama hic Soyleyememis bir insan icin de cok zor ki Özdemir Asaf cok güçlü kişiliği olan bir adam. Ve onun icin de birini kirmamak icin neler yapacagini belki de bilemedi. Ama yani ben mutlu sonla bitmesini isterdim. :)

      Sil
    3. Mevhibe hanım evli olduğu için duygularını gömdüğünü düşünüyorum..burada kişilik ne kadar güçlü olursa olsun; durum farklı olunca kimbilir belkide sadece hissettirebildi..
      bunu en az sizin kadar bende çok isterdim; Türk filmlerinden alışkınız mutlu sonla bitmeliydi; hüzün bıraktırdı geriye..o da bir duygu..teşekkür ediyorum adsız..

      Sil
    4. Peki siz şiire ilgili old.nuz icin mi arastirdiniz. Yoksa denk mi gelmisti okuyup merak edip araştırmanız

      Sil
    5. İnsan her şarkıyı severek dinlemediği gibi her şiiride sevemez Lavinia benim için çok özel bir şiir'dir değerli Adsız; fakat asıl merakım Lavina'nın kim olduğu ile ilgiliydi..
      bende bu konu üstüne gitmeye karar verdim..

      Sil
  9. Ben de sezai Karakoç un MOna Rosa siirini okidugumda boyle hissetmistim. Onun da hikayesi cok guzeldir. Okumanizi tavsiye ederim. Bu arada benim adım Fatma.

    YanıtlaSil
  10. evet hikayesini biliyorum aslında onun hikayesi için hazırım, ayrıca Allah rahmet eylesin Sezai Karakoç'da çok değerli bir üstaddır..bloğa koyma sırası gelmemişti fakat sizin için hazırlayacağım Fatma hanım :) teşekkür ederim değerli yorumlarınız ve değerlendirmeniz için; sevgi ve saygılarımla..

    YanıtlaSil
  11. Ben teşekkür ederim. Boyle bir blog hazırlayıp bizi de bilgilendirdiginiz için.
    Tanistigimiza memnun oldum. Iyi aksamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. estağfurullah takip edip yorumlarınız için ben teşekkür ederim her zaman beklerim :) sevgilerimle..

      Sil
  12. Ne kadar özel ve bir o kadar güzel duygular...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar