bin muhteşem Güneş..-5-final..


Tahmin ettiğiniz üzere ertesi gün leyla ve raşitin nikahı kıyılır.Meryem buna çok üzülmüştür, artık o evin içinde hiç bir anlamı yoktur zaten raşit leyla geldiğinden beri kadının yüzüne bakmayı bir kenara bırak, leylanın elini sıcak sudan soğuk suya sokturmadan meryemi hizmetçi vazifesi olarak görmektedir.Meryem leylayla uzun süre sürecek bir soğuk savaşa girmiştir..



Leyla bir şekilde raşiti kandırıp ilk gecesini yaşatır yaşatmaya ama onunda adamdan yana midesi kalkmıştır. 1 ay sonra leyla hamile olduğunu söyleyecek, ve 7 ay sonrada  azize adında kızı dünyaya gelecektir..Raşit bir kızının olduğunu öğrendikten sonra leyla'ya da meryemden farksız davranmaya başlar, her ikisi arasında gerginlik ufaktan büyümeye devam eder, Raşitin meryemi ve leylayı dövmeye başlaması ne ilk ne de son olacaktır. bu dayaklar öylesine şiddetlenirki; leylanın bir dişini kaybetmesine kan işemesine kaburgalarının kırılmasına, iç kanamalar geçirmesine neden olacak kadar vahşice ve insanlık dışıdır. Bir süre sonra bu durum hat safhaya ulaşınca her iki kadın kendi aralarında doğal olarak anlaşmaya, birbirlerine destek olmaya başlarlar. üstelik leylanın bebeği azize de meryemi çok sevmektedir..

meryem beni seven ilk kişi sensin diye azizenin yüzüne bakacak, bebek ona daima gülümseyecektir.bir gün bu vahşi ve psikopat adamdan kurtulmak için kaçmayı dener her iki kadın..ama sonu hüsranla bitecek,otobüse binmek üzereyken yakalanacaklar,  adam her iki kadını öldüresiye ve günlerce dövecektir.Aradan yıllar geçer Leylanın 2. bebeği dünyaya gelir, evet bu defa doğan bebek erkektir ve ilerleyen zaman içinde raşit bu çocuğu tıpkı kendine benzetecektir..
Birgün Afganistanı Taliban yönetecektir, bu kitabı özetlememin en büyük nedeni Talibanın kendi halkına yazılı ve sözlü olarak sıraladığı emirlerdir..işte bu emirlerden bir kaçı;
-dans etmek yasaktır
-bütün vatandaşlar günde 5 vakit namaz kılacak, namaz vakti dışarıda gezen kişinin cezası verilecektir
-bütün erkekler sakal bırakacak, sakalsız erkek kırbaçlanacaktır.
-bütün erkek çocuklar türban takacaktır.
-şarkı söylemek yasaktır.
-iskambil satranç oynamak, uçurtma uçurmak yasaktır
-kadınlar evden dışarı çıkamazlar, çıkarlarsa yanlarında mahremleriyle çıkacaktır
-her ne olursa olsun hiç bir kadın yüzünü göstermeyecektir, burkayla örtünülecek, aksi olursa kırbaçlanacaktır.
-makyaj yapmak, mücevher takmak yasaktır
-kadınlar uluorta gülmeyecekler, erkeklerle göz göze gelmeyecekler, tırnaklar boyanmayacak, kız çocukları okula gitmeyecektir
-kadınların çalışması yasaktır
-zinadan suçlu bulunulursa taşlanarak öldürüleceklerdir.

İşte emirler bunlar..Namaz dışında çok acı ve çok ağır şartlar altında Azize ve raşitten olma oğul Zalmar büyümeye başlar, savaş hayli ağırlaşır, kol bacak gövde havalarda uçuşur, yoksulluk, hastalık, şiddet ortalıkta kol gezer..Evde ne varsa eşya olarak herşey satılır, pirinci lapa olarak bulurlarsa eğer yiyecekler, hastalanacaklar ve gün geçtikçe ölüme biraz daha yaklaşacaklardır.
Bir gün Azizeyi raşit-ben bundan sonra senin kızına bakamam hoş benden olduğuda şüpheli diyerek uzakta bir yere yatılı olarak verecektir, günler haftalar leyla için çok zor gelecek yavrusuyla ayrı kalmanın acısını yaşayacak kısıtlı zamanlarda raşit ve meryemle okula gidip kızını görüp gelecek, bir süre sonra raşit ben yaşlandım siz gidin görün diyecek, Taliban bu iki kadını yalnız başına gördüğünde joplarla tekme tokatlarla dövecek, kadınların canını çıkartasıya eziyet edecekler buna rağmen leyla ve meryem azizeyi görmeye daima gideceklerdir.
Bir gün azizeyi görüp eve döndükleri vakit evin önünde bir adam beklemektedir.Leyla gözlerine inanamaz Tarık..evet Tarık ölmememiştir, peki ama eve gelipte tarığın öldüğünü söyleyen o adam kim dersiniz? tabiiki bu raşitin leylanın tarığı unutması için oynadığı oyunlardan biridir.Raşit o sıra otelin birinde kapı hizmetçisi olarak iş bulmuştur.Leylanın kalbi yerinden fırlayacak, tarığı eve alacak, burkasını açıp adamın tüm  hikayesini dinleyecek, kendiyse suskun kalacaktır, tüm bu olup biteni izleyen masum bir göz vardır, oğlu zalmar..Tarık, leyla'ya gitmeden önce tekrar gelip onu görüp göremeyeceğini sorduğunda leyla ona bir kızlarının olduğunu ve yatılı okulda okuduğunu söyler ve ertesi gün saat 11.00 de görüşmek için sözleşirler. akşamına olanı biteni zalmar adındaki küçük oğlan babasına bir bir anlatır, tabi annesinin ne hale geleceğini düşünmeden..
Raşit duydukları karşısında büyük bir öfkeye kapılır, nasıl olurda haremine, mahremine yabancı biri girer ve burkasını açıp yüzünü göstere göstere bir erkekle oturup sohbet edebilirdi leyla? Çocuğu bir odaya kilitler meryeme aşşağıda kalmasını emreder, leyla'yı yukarı odaya alır ve başlar kadını duvardan duvara fırlatmaya..kadının boynuna yapışmış vaziyette gören meryem daha fazla dayanamaz, bahçeye iner, küreği alıp yukarı çıkar, iki darbede raşit leylanın üstünden yana devrilir,,Sonunda gebermiştir..iki kadın nihayet kendine geldiğinde meryem bir plan yapar..tarıkla leyla çocukları alıp bir başka ülkeye kaçacaklar, meryem suçu kabul edip, hapse girecektir.Leyla kesinlikle bu planı kabul etmez, meryeminde onlarla birlikte gelmesini isteyecek ve hatta yalvaracaktır.Ama nafile..
Meryem ertesi günü polise teslim olur, hükmü verilinceye kadar koğuşa alırlar, Leyla ve tarık, mürree'ye adamın çalıştığı otele varacaklar, otelin sahibi onları sevgiyle karşılayacaktır.
Bir hafta sonra meryem hakim karşısına çıkar, hakim her ne kadar kadının masum olduğunu düşünsede şeriat kanunlarının en acı işlevi devreye girecek, belkide kaderden bu şekilde kaçılmayacağı çok üzücüde olsa anlaşılacaktır..İDAM..
koca futbol sahasına askerler eşliiğinde gelen meryem, gözlerinin önüne gelen annesini düşünür ona kavuşacağını biliyordur.Önce korkar ama Kuranın ayetleri aklına geldikçe rahatlar, kale direğine meryemi bağlarlar..bir kaç dakia sonra, kurşunlar...mezarı hiç bir zaman bulunamayacaktır..olan bitenden bi haber leyla sürekli meryemi düşünür, yıllar içinde tarıkla hala birbirlerine aşık olduklarını anlarlar..ve nihayet taliban defolup gider, afganistan tekrar yeniden yapılanmaya, bir kez daha doğmaya başlar, bu defa leyla kendi ülkelerine dönme özlemi içerisinde yanar tutuşur, tarıkta kabul eder ve tüm o güzel imkanları bırakıp ülkelerine kabile dönerler, leyla meryemin izini sürecektir, öldüğünü öğrenir ama yinede geçmişini merak eder. Doğduğu yere, yaşadığı köye gider, molla feyzullahın oğullarıyla tanışır, oğullarından biri leyla'ya bir kutu verir, bu kutu meryemin babası celilin bir gün meryem döner diye emanet ettiği küçük bir hazinedir..bu küçük hazinenin içinden 3 şey çıkacaktır..
1 mektup, 1 kese içinde koca tomar para ve bir video kaset..
Mektupta celil tüm pişmanlıklarını dile getirecek kızının hakkını yediğin itiraf edecektir, son olarak video kasete gelince..
Meryemin doğum gününde babasından istediği tek dileği olan o çizgi film çıkar PİNOKYO...
sürçi-lisan etti isek affola, sevgilerimle..

Yorumlar

  1. :(((Afganistan'da kadın olmak olunca sonunun çok kötü biteceği belliydi:(((Taliban gitti gitmesine ama bir şeyin değiştiği yokmuş, hala Afgan kadınları tek çıkar yol olarak (kaçamayacakları için)kendilerini gazla yakıyorlar,intihar ediyorlar:(((
    Çok teşekkürler Gülçin'ciğim...60'lı yıllarda bizim gibi laik bir ülke olan, sonra ÖNCE YAVAŞ YAVAŞ BAŞÖRTÜSÜ, PARDESÜ ile sonra bu hallere kadar geldiler. Dilerim birilerine ibret olur...:(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence bu kitap kesinlikle bir film olmalı diye düşündüm müjde abla..belki kardeşinin izlediği filme benzer özelliğide olabilir ama afgan kadınların neler yaşadıklarıyla birlikte neler hissettiklerini de çok iyi gözlemlemiş yazarımız..kendi şartlarımızla onların şartlarını karşılaştırınca dayak şiddet tecavüz gibi olayları bizler yaşamıyor olsakda onların heran tetikte beklemeleri çok üzücü bir durum..ülkemizin gidişatı umarım ve inşallah afganistan gibi olmaz, şuurlu olunmasını diliyorum, yinede ümidi kesmemek lazım..herşeyin bir tartısı var bana göre ve ibrelerden biri yukarı diğeri aşşağıda olursa işte o zaman kanayan bir yara var demektir..okuduğun için teşekkür ederim, yürekten sevgilerimle..

      Sil
    2. Gülçin'ciğim yanlış anlama "umarım olmaz" "inşallah olmaz" demişsin ya, ben de öyle diyorum, herkes öyle diyor.
      Ama bu işi "inşallah" la, "maşallah" la temennilerle olmaz:((

      Afganistan kadınlarının 1960'taki fotoğrafları var google'da hatta bir tanesi benim sayfamda görmüşsündür. O zaman o kadınlara bir gün böyle mavi burkalar giyeceksiniz, tüm haklarınız elinizden alınacak, sokaktaki it kadar değeriniz olmayacak ve tüm bunlar DİN adına yapılacak deseler inanır mıydılar sence? Bence inanmaz, gülerlerdi.
      "hadi canım YOK ARTIK" derlerdi...
      Aynı şey İran'da yaşandı İran'ın bizim gibi olduğu dönemleri hatırlıyorum eski HAYAT mecmuası dergilerinde görürdüm resimlerini..Farah Diba'yı filan...kızların başı açıktı, Paris'li kızlardan bir farkı yoktu..bir de şimdi bak..onlara da sorsak
      hadi canım yok artık İran öyle olmaz derlerdi..
      şimdi de bizler yok canım öyle olmayız deme dönemindeyiz..

      Sil
    3. doğru o resimleri bende gördüm, oldukça medeni çizgi ve duruşlarıyla kralları kral eşlerini cumhurbaşkanlarını ve şimdiki hali gördükçe çok şaşırıyorum, teknoloji hızla ilerlerken, yeryüzünde globaillğe doğru yol alınırken müslüman ülkelerin şu beyincikleriyle geriye gitmeleri elbette çok üzücü..İnşaallah kelimesi çok önemli bir cümledir..manası Allah dilerse demektir ki; o istemediği sürece hiç bir şey bir adım ileriye gitmez, kendi gönlümce dilediğim diğer cümlemde umuyorumdu..bizler ne kadar onlar için güzel bir hayat olamsını dilerken kendi dünyamızla kıyaslama yapacak olursak onlardan bin kat daha iyi şartlara sahip olduğumuzu görüyoruz, anlıyoruz..yarın iran gibi olurmuyuz? Allah korusun dilerim olmayız dilerim şeriat gelmez..fakat şerat tek bir konuda bu ülkeye girebilir küçük çocuklara tecavüz edip öldüren, dilsiz hayvanlara tecavüz edip öldüren sapıkların her yerlerinin kesilmesi için isterim.bunun dışında cumhuriyet sonsuza dek ülkemizde baki kalır ve düşüncem o ki; hiç bir hükümet sonsuza kadar bir ülkede hüküm süremez öyle olsaydı kaddafi kalırdı değilmi? bu arada filmin ismi için çok teşekkür ederim bu gün oturup izleyeceğim ayrıca kesinlikle yanlış anlamadım, düşüncelerimiz ve fikirlerimiz elbette olacak..bunu bu platformda konuşmayıp nerede paylaşacağız..

      Sil
  2. aah sevgili Gülçin..insanın içini yakan bir hayat.. cehaletin varacağı yerin dibi yok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. orada doğan her çocuk savaşı görüyor ve kadın olmak..çok zormuş..evet insanın içini çok acıtıyor..

      Sil
  3. acı kahve için teşekkür ederiz.. acıdır ama UYANDIRIR ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) evet insanı kendine getirir, şöyle bir silkeler değilmi..ben teşekkür ederim, saygılar..

      Sil
  4. Vaaov vay diyorum bencede kesinlikle film olmalı ve Gülçinim hikayeyi doğru tahmin etmişim ,asılacak diye düşündümde bu şekilde değil , anlatan yazan yüreğine sağlık canım ,böylece kitaba ulaşamayanlar için özetlemiiş oldun .öptüm...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet canım kuğum çok güzel tahmin ettin bundan önceki yorumunda anlamıştın ama sürpriz olsun diye sesimi çıkarmadım :)
      meryem beni çok üzdü kuğum..ve okuduktan sonra dedimki kesinlikle orada bunları yaşayan bir meryem vardı, ve tamamen gerçekti, ama kurgu olarak kitaplaştırılması belkide saklanılması gereken bir durum olduğunun göstergesiydi..kimbilir? sence?
      ben teşekkür ederim canım, okuyan yüreğine sağlık..

      Sil
  5. Bencede öyle
    ve eminim buradada çok meryemler var
    üstelik burada talibanda yok
    bu daha acı değilmi?
    öptüm ...

    YanıtlaSil
  6. buradaki meryemler sessiz ve sayısı hayli olanlar..taliban olmasına gerek yokki kocaları taliban zaten, ne gerek var gelmesine..ama en azından ülkemde böyle rahat dolaşabildiğime gülebildiğime konuşabildiğime burka giymediğime, makyaj yaptığıma, inancımı kimseler zorlamadan yerine kendi çapımda getirebildiğime, dayak yemediğime, şiddet görmediğime sonsuz şükrediyorum..dilerim çok daha güzel günler görürüz, tabi afgan kadınları içinde aynı düşünceyi dilerim, bende seni kocaman öpüyorum çilekli pastam :)

    YanıtlaSil
  7. sevgili Gülçin..aslında bu hikayeyi daha uzun ve ayrıntılı yazmanı isterdim ( ve isterdik ) fakat,çok yakıcı olacağını tahmin ettiğim için bunu kaldırmaya gücümüz pek olmadığından sana biraz üsteledim,daha çabuk yaz diye :)) ..gayretin için teşekkür ederiz..

    YanıtlaSil
  8. yaa evet çok acele ettirdiniz yoksa şu son finali 2 ye bölecektim aşk olsun sizlere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla Gülçin, o zaman kahırdan biz öte aleme giderdik,mezarımıza gül koymaya,su dökmeye gelirdin herhalde.. :))
      .. bize felsefik kitaplardan yaz..
      --sevgiler--

      Sil
    2. bir kitap yüzünden öteki aleme gitme sebebi olmayayım, felsefi yönü ağır basan kitaplardan birini, bir zaman sonra paylaşmak ümidiyle diyelim :) teşekkür ediyorum, saygılarımla..

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar